İnsan denilen varlığa önem katan en belirgin şey isminin önünde ki mahlasa önem vermeden göstermiş olduğu gayrettir.
Hemen herkesin hayatında şahit olduğu veya içinde bulunduğu bir yaranın kabuğunu deşmek istedim bu yazımda.
Bugün normal bir vatandaş gibi sabah uyanıp, belki de en ağır işlerde çalışmak üzere evden çıkan biri olabilirsin,
Veya sabah evden iş aramak için çıkıp, akşamına eve eli boş gelen biri olabilirsin,
Veyahut özel dizayn edilmiş ihtişamlı makam odana gitmek için, yine sana özel hazırlanmış makam arabana binerek evden çıkan biri de olabilirsin.
Saydığım tüm ihtimaller gerçekleşmeye müsait,
Önemli olan o çatıdan nasıl çıktığın değil
o çatıya dönerken,
'' tavrınla, kişiliğinle, sözlerinle arkanda bıraktığın eserlerindir..
İnsan hafızası bana göre yaratıcı tarafından verilmiş en büyük lütuftur,
çünkü bilgisayar gibi depolarsın yaşantılarını, Anılarını ama daha da önemlisi dününü bildiğin şahsiyetlerin bir de yaşadıkları bugününü.
Mevki, makam sarhoşluğu ile davasını unutmuş bir şekilde anılmaktansa gözden ırak, yağımda kavrulmayı tercih edenlerdenim.
Ortada bir dava var, Bunda şüphe yok.
Mesele davanın meşalesini kimlerle beraber tuttuğumuz.
Birileri, ateşe aldırış etmeden, yanmak pahasına tutarken,
Birilerinin "MİŞ" gibi yapması, işte orası izansızlıktır.
Bütün sözlerim meclisten içeri,
Sevgiyle Kalın...