Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, zalim işgalcilerin bombaları altında inim inim inleyen Gazzeli masumlar için herkesi bayram namazından sonra duaya davet etti.

Ailecek Bayram Namazına ve Duaya Davet

Hutbemi bitirmeden önce iki hususu sizlerle paylaşmak istiyorum.

Kardeşlerim, sizleri camilerimizin manevi atmosferinde buluşmaya, ailece bayram namazına davet ediyorum. Ülkemiz, şehitlerimiz, Gazzeli masumlar, mazlumlar, zalim ve işgalcilerin bombaları altında inim inim inleyen bütün kardeşlerimiz için bayram namazından sonra hep birlikte dua etmeye davet ediyorum. İnşallah bayram namazında hemen sonra camilerimizin mihraplarında hep birlikte duaya duracağız. Yapılacak duaya öyle gönülden amin diyelim ki aminlerimiz Gazzeli kardeşlerimizin kurtuluşuna, işgalci zalimlerin kahrına vesile olsun inşallah.

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Diyanet TV’de iftara doğru canlı yayınlanan “İftarı Beklerken” programının konuğu oldu.

Ankara Ahmet Hamdi Akseki Camii’nin bahçesinden yayınlanan programda Başkan Erbaş, “Biz insanı en güzel bir surette yarattık.” ayet-i kerimesini hatırlatarak, “Peki bu en güzel suretimizi nasıl muhafaza edeceğiz? Bunun için de Cenab-ı Hak vesileler kılmış; mübarek aylar, günler, geceler. Baktığımız zaman ibadetlerimiz esasında bizim o güzelliğimizi, o fıtratımızı korumamıza destek olacak vasıtalardır. Ramazan işte bütün bunların zirve yaptığı bir aydır.” dedi.

Başkan Erbaş, ramazan ayında tutulan orucun önemine ilişkin, “Peygamber Efendimiz (s.a.s.); ‘Oruç bir kalkandır.’ buyurmaktadır. Yani insanı muhafaza eder, insanı sabır eğitimine tabi tutar. Sabır olmasa insanın yaşaması mümkün mü? Mümkün değil. Hem iyilikleri devam ettirebilmesi için sabra ihtiyaç var hem musibetlere, kötülüklere karşı direnebilmek için onları yapmamak adına sabra ihtiyaç var.” diye konuştu.

“Milletimiz ramazandan ramazanda zekatını vermeyi teamül haline getirmiş”

Fitre’nin ramazan ayına ait bir ibadet olduğunu, zekatın ise ramazanda veya ramazan dışında da verilebileceğini söyleyen Başkan Erbaş, şöyle konuştu:

“Milletimiz ramazanda zekatını vermeyi teamül haline getirmiştir. Yani illa ramazanda verilecek diye bir şart yok ama ramazanda verilmesi çok daha iyi, çok daha faydalı. Çünkü insanlarımız oruç tutuyor, fakir fukara, garip gureba insanlarımız da oruç tutuyor. Dolayısıyla fakir fukara, garip gureba insanlar ramazan ayında, iftar veya sahur sofralarında sıkıntı yaşamasınlar, Ramazan Bayramı’nda çocuklarını sevindirsinler. Onlar da kendilerine göre ramazanda huzurlu günler geçirsinler düşüncesiyle bizim ecdadımız, büyüklerimiz zekatlarını ramazanda vermeyi teamül haline getirmişlerdir.”

Başkan Erbaş, Türkiye Diyanet Vakfı’nın (TDV) yurt içinde ve yurt dışında yaptığı hizmetlere de dikkati çekerek, “TDV, Diyanet İşleri Başkanlığımızın hizmetlerini desteklemek amacıyla kurulmuş ama bununla sınırlı kalmamış. Şu anda hem ülkemizdeki hem de ülkemiz dışındaki hayri ve eğitim hizmetleri büyük katkı sunuyor vakfımızın. Logosunun altında ‘yeryüzünde iyilik hakim oluncaya kadar’ yazıyor. Dolayısıyla yeryüzünde iyilik hakim oluncaya kadar hem Diyanet İşleri Başkanlığı olarak hem de TDV olarak gayret ediyoruz.” ifadelerini kullandı.

“40 bin civarında 7-10 yaş Kur’an kursuna giden öğrencimiz var”

4-6 yaş Kur’an kurslarından sonra 7-10 yaş Kur’an kurslarını da açtıklarını aktaran Başkan Erbaş, sözlerine şöyle devam etti:

“7-10 yaş grubu dediğimiz ilkokul öğrencilerimiz okullarından döndükten sonra bizim Kur’an kurslarımız müsait. Yani o 4-6 yaş Kur’an kurslarımız boşalmış oluyor, saat 2-3 gibi çocuklarımızı alıyoruz. Kur’an kursu öğreticilerimiz onlara temel dini bilgiler noktasında destek oluyorlar, etüt yaptırıyorlar, derslerini çalıştırıyorlar. Bu vesileyle Kur’an-ı Kerim öğrenmek isteyen çocuklarımıza orada Kur’an-ı Kerim’i öğretiyorlar. Onlara göre yapmış olduğumuz programlarımız var. Yaz Kur’an kurslarında öğrenmiş oldukları bilgileri orada tekrar ediyorlar. Zannediyorum 40 bin civarında öğrencimiz de orada var.”

Başkan Erbaş, Gazze’de yapılan soykırıma ilişkin, “Gazze deyince tabii yüreğimiz sızlıyor. Sadece 7 Ekim’den bu yana değil, aslında 76 yıllık bir zulüm var orada. Tarih boyunca defalarca soykırıma uğramış, hatta bunu kendi lisanlarınca ‘holokost’ diye ifade eden, holokost soykırımdır yani. Avrupa’da holokostu inkar suçtur. Avrupa’daki Yahudiler bunu kabul ettirmişler. Dolayısıyla böyle bir tarihe sahip olan insanlar şu anda Gazze’de aynı şeyi yapıyorlar.” şeklinde konuştu.

“Gazze’de Hristiyanlar da öldürülüyor”

Dalgıçlardan Fırat'ta Türk bayraklı 30 Ağustos kutlaması Dalgıçlardan Fırat'ta Türk bayraklı 30 Ağustos kutlaması

Gazze’de sadece Müslümanların değil orada yaşan Hristiyanların da öldürüldüğüne işaret eden Başkan Erbaş, “Bu katliamda acı yaşayan Hristiyanlar da var. Hristiyan dünyası duysun; sadece Müslümanlar değil, orada sadece camiler yıkılmıyor, kiliseler de yıkılıyor. Yıkılan kaç tane kilise var Gazze’de. Onun için bu katliama, bu soykırıma dünyanın dur demesi lazım ve vakit geçiyor. Her gün yüzlerce insan orada katlediliyor, soykırıma uğruyor. Bunu yapan işgalci Siyonist zalimlere dünyanın dur demesi lazım. Müslümanlık adına demiyorum, insanlık adına dur demesi lazım. Zulme uğrayan insanın inancına, dinine, mezhebine, ırkına bakılmaz. Zulme uğrayan Müslüman da olsa gayrimüslim de olsa sahip çıkmak, onların yanında durmak lazım.” açıklamalarında bulundu.

“Boykota devam etmeliyiz”

Başkan Erbaş, Gazze'yle ilgili farkındalığı yıllardan beri diri tutmaya çalıştıklarını belirterek, “Filistin, Kudüs konulu sempozyumlar, toplantılar yaptık, hutbeler okutuyoruz. Mesela 7 Ekim’den bu yana Gazze’ye dikkat çekmediğimiz hiçbir hutbemiz olmamıştır. Ben bütün milletimizden şunu bekliyorum; öncelikle boykota devam edeceğiz. Buradan bütün milletimize sesleniyorum; zalime engel olmak için elimizden gelen ne varsa onu yapmamız lazım.” dedi.

“Dünyaya bu zulmün, bu katliamın durdurulması için çağrıda bulunuyoruz”

Gazze’deki insanların yiyeceğe ve suya ihtiyacı olduğunu kaydeden Başkan Erbaş, şunları söyledi: “Birkaç hafta öncesine kadar oraya göndermiş olduğumuz yardımların ulaşması daha fazla sıkıntılıydı ama şu anda elhamdülillah kaç gündür daha kolay bir şekilde ulaştırabiliyoruz. Bunu artırmamız lazım. Yani elimizden gelen bütün imkanları seferber etmemiz lazım. Hani Peygamber Efendimizin hadis-i şerifi var ya; ‘Bir kötülük gördüğünüz zaman onu elinizle düzeltiniz. Elinizle düzeltemezseniz, dilinizle düzeltiniz. Dilinizle düzeltemezseniz, kalbinizle buğz ediniz.’ Bu üçünü bizim yapmamız lazım. Elimizden geleni elimizle. Dilimizle bütün dünyaya, bu zulmün, bu katliamın, bu soykırımın durdurulması için davet ediyoruz, çağrıda bulunuyoruz.” diye konuştu.

“Güvenlik güçlerimiz her zaman milletimizi korumak için elinden gelen gayreti gösteriyor”

Bayram namazında başta şehitlere ve Mehmetçiğe olmak üzere Gazzelilere, dünyadaki bütün mağdur ve mazlumlara dua edileceğini duyuran Başkan Erbaş, “Askerimiz, polisimiz, güvenlik güçlerimiz terör örgütlerini hem sınırlarımızın içerisinde hem de sınırlarımızın ötelerinde takip ediyorlar. Her zaman milletimizi korumak için elinden gelen gayreti gösteriyorlar. Canları pahasına bunu yapıyorlar.” ifadelerini kullandı.

“Müslümanların birlikte hareket etmesi lazım”

Başkan Erbaş, bugün zalimlerin en büyük gücünün Müslümanların bölünmüşlüğü olduğuna vurgu yaparak, “Eğer Müslümanlar tek yürek olabilseler Gazze’de zalim işgalcilerin bırakınız, bu zulmü yapması, barınmaları bile mümkün olmayabilir. Ama biz toparlanamıyoruz ki… Bizim bir arada olmamız, tek yürek olmamız, bizim birlikte hareket etmemiz lazım.” değerlendirmesinde bulundu.

Editör: Haber Urfa