TRT Genel Müdürü Prof. Dr. Mehmet Zahid Sobacı, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ile Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından Adalet Teşkilatını Güçlendirme Vakfı Antalya Eğitim ve Sosyal Tesisi'nde, ortaklaşa düzenlenen "Stratcom Youth: Uluslararası Genç İletişimciler Forumu"nda "Dezenformasyon Çağında Kamu Yayıncılığı" konulu konuşma yaptı.
"Günümüzde süslü kavramlar altında zehirli düşünceler ve teyide muhtaç bilgilerin sunulduğunu" belirten Sobacı, bunların olağan haline gelmesinden dolayı insanların maruz kaldığı etkiyi analiz bile edemez duruma gelindiğini söyledi.
Sobacı, gün içinde yayımlanan haberlerin örtüsünü kaldırıp, altına bakılamadığını, insanların haberin doğruluğunu öğrenemeden olaydan olaya geçtiğini ifade ederek "Sayısız bildirime maruz kaldığımızda, bir olay üzerine düşünme kabiliyetimizi kaybettiğimizde, buna bir dezenformasyon eklendiğinde, sonuçsuz bir sürece gidiyoruz. Bu, bireyi anlamsızlığa iter. Hakikat ile yalanın sınırlarının bulanıklaştığı bir dönem." diye konuştu.
Dezenformasyon mecrasının bir tek haberde olmadığını vurgulayan Sobacı, kurumsal ve bireysel ölçekte üretilen film, belgesel, animasyon ve mobil uygulamaların da dezenformasyonun öğesi olabildiğini kaydetti.
Farkında olmadan, farkındalık yaratacak bir şekilde, insanların önceden tasarlanmış bir düşünme tarzına yönlendirildiğini belirten Sobacı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sosyal medya, bireylerin daha özgür bir şekilde fikirlerini ortaya koyabildiği bir alan olacağı iddia edilirken bir anda yalan haberin, dezenformasyonun mecrası haline geldi. Dijital çağda özgürlük alanı vadederken, kaos, belirsizlik ve abartıdan beslenen bir sosyal medya karşımıza çıktı. Sosyal medya kullanıcılarının yüzde 70'i sosyal medyayı bilgi ve haber kaynağı olarak kullandığını söylüyor. Sosyal medya, bilgi ve haber kaynağı olma işlevi üstlendiği andan itibaren, kaçınılmaz olarak dezenformasyon ve manipülasyonun yoğun bir şekilde yaşandığı alanlar haline dönüştü. Yalan haberin, teyide muhtaç haberin ya da yanıltıcı haberin, görsellerin, herhangi bir kontrol mekanizmasından da geçmeden kesin bilgi etiketiyle paylaşıldığı bir ortam. Sosyal medyanın doğasından kaynaklanan bir özellik belirdi, o da hızla yayılma. Yalan habere hızla yayılma imkanı verdi. Yalan haber bambaşka bir noktaya doğru yürüdü."
"Dezenformasyon bugün kat be kat arttı"
Sobacı, yarım asırdır hakimiyetini koruyan küresel ekonomik ve siyasal sistemin krizde olduğunu belirterek küresel ekonomik sistemin bu krizlerin üstünü örtmek, olağanlaştırmak, meşrulaştırmak için uluslararası kamuoyunun algısını yönetmeye gayret ettiğini bildirdi.
Bu gayret nedeniyle dezenformasyonun daha had safhada olduğunu dile getiren Sobacı, şöyle devam etti:
"Önceleri dezenformasyon yok muydu? Vardı. Teknoloji bunu kolaylaştırdı mı? Evet kolaylaştırdı. Ama küresel sistemin krize düştüğünün daha fazla ortaya çıkmış olması, daha fazla dezenformasyonu beraberinde getirdi. Çünkü küresel sistem bunun üstünü örtmeye çalışıyor. Yalan habere dayalı olarak, toplumları manipüle etmeye dayalı olarak dezenformasyon faaliyetlerine başvuruyor. Olağanlaştırmaya çalışıyor bu krizleri. Artık sınırdan geçmeye çalışan mülteciye çelme takanı gördüğünüzde çok da yadırgamıyorsunuz. 'O da geçmeseydi. Herkes yerinde kalsın' demeye başlıyorsunuz. Küresel sistemin krizde olduğunu örtme çabası, dezenformasyonu bugün kat be kat artırdı."
Kamu yayıncılığının öneminin bu noktada daha da artmaya başladığına dikkati çeken Sobacı, "Kamu yayıncısı olarak, küresel sistemin krizde olduğunu ilan etmek zorundasınız. Cumhurbaşkanımız da küresel sistemin krizde olduğunu söylüyor. Tabiri caizse 'Kral çıplak' diyor. Küresel sistemin krizde olduğu bir dönemde, ülke olarak iddialarınızı hem ulusal hem de uluslararası alanda daha iyi anlatmak zorundasınız. Küresel sistemini krizlerinin ülkemize olan etkilerini bertaraf etmek zorundasınız. En nihayetinde devletle millet arasındaki ilişkiyi güçlendirmek zorundasınız." değerlendirmesinde bulundu.
"Doğru bilgiye olan ihtiyaç her geçen gün artıyor"
Sobacı, dijital çağda insanların çok büyük bir bilgi akışıyla muhatap olduğunu ve bunun sonucunda da bilgiye bağımlı hale geldiklerini anlattı.
Doğru bilgiye olan ihtiyacın her geçen gün arttığına işaret eden Sobacı, şunları kaydetti:
"Doğru bilgiyi nereden bulacağız? Kamu yayıncısı ya da özel yayın grupları verebilir. Özel yayın gruplarından bunu beklemek biraz safiyane bir yaklaşım olur. En nihayetinde kar güdüsüyle hareket ederler. Bunun gerektirdiği içeriği üretirler. Türkiye'de o yayın gruplarının bir sahiplik yapısı var. O sahiplik yapısından farklı, onun çıkarlarından gayrı, uyuşmayan içeriği üretmesini beklemek zor. O zaman karşısında kim var? Kamu yayıncısı var. Kamu yayıncısı kamu yararı doğrultusunda hareket etmek zorundadır."
Sobacı, TRT’nin 2023 yılında Netflix'e alternatif uluslararası bir dijital platform inşa edeceğini, gençlik platformu kuracağını ve filmlerle oyunlara yatırım yapmaya devam edeceğini sözlerine ekledi.