Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde yaptığı konuşmayla dünyaya seslendi. Önlerinde hiçbir çözüm yolunun kalmadığını söyleyen Abbas, 'Ben ve tüm Filistin yönetimi üyeleri Gazze'ye gitme kararı aldık, bunu yaparız. Bizler İslam'ın hükmünü uyguluyoruz: Ya zafer ya şehadet...' dedi.
TBMM Genel Kurulu, Filistin Konulu Olağanüstü Oturum için Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş başkanlığında toplandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın locadan izlediği Genel Kurul'da AK Parti Grup sıralarında İran'ın başkenti Tahran'da suikasta uğrayan Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Haniye'nin fotoğrafı yer aldı. Başkanlık divanı ve milletvekillerinin oturduğu sıralara Filistin ve Türk bayraklarının yer aldığı atkılar bırakıldı. Filistin lideri Abbas'ın TBMM Genel Kurulu'nda 46 dakika süren konuşması, Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletvekilleri ve davetliler tarafından ayakta alkışlandı.
İŞTE MAHMUT ABBAS'IN MECLİSTEKİ KONUŞMASI
"Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Numan Kurtulmuş, Türkiye parlamentosunun saygıdeğer milletvekilleri, kardeş Türk halkı Allah'ın selamı üzerinize olsun. Sizlere mübarek Filistin'den, Kudüs'ten geliyorum. Sizlere, büyük acıyı yaşayan halkımın mesajıyla gelmiş bulunmaktayım. 1948'den bu yana büyük felaketi yaşamış halkımın mesajıyla geliyorum. Halkım uluslararası adaletten yoksun olarak toprağına, vatanına, kutsallarına ve değişmez milli haklarına sarılarak işgalci İsrail'in suçlarına karşı büyük bir mücadele yürütmektedir. Allah'ın bir gün bu milli mücadelemizi zafer ve özgürlükle taclandıracağına ve uzun zamandan beri devam eden bu belanın son bulacağına inanmaktadır.
Konuşmama on binlerce şehidimize rahmetle söze başlamak istiyorum. İsrail'in saldırıları, cinayetleri ve soykırım suçu nedeniyle Gazze'de, Batı Şeria'da ve Kudüs'te şehit olanları anarak başlamak istiyorum. Bunların en sonuncusu da lider İsmail Haniye'ye karşı işlenen suç olmuştur. Şimdi sizleri çok değerli kardeşlerim İsmail Haniye'nin ve Filistinli şehitlerin ruhlarına fatiha okumaya davet ediyorum.
Bu Meclis çatısı altında toplanan tüm milletvekillerini halkımızın adil davasını savunduğunuz için selamlıyorum. Biliyorum ki, bu konu bütün ilginizin odağında yer almaktadır ve bu mecliste bun8unla ilgili tartışmalar yürütmüş bulunmaktasınız. Filistin halkına karşı işlenen tarihi adaletsizliğe, katliamlarına, savaş suçlarına ve soykırıma karşı sizler bu Filistinlilerin yanında yer almaktasınız.
"ERDOĞAN'IN LİDERLİĞİNDE TÜRKİYE'NİN ÖNCÜ ROLÜNÜ TAKDİRLER KARŞILIYORUZ"
Allah aşkına soruyorum her gün İsrail işgal devletinin Gazze'de bulunan özellikle de bir kaç gün önce yüzden fazla şehidin verildiği okul katliamı da olmak üzere her gün sığınma kamplarına gerçekleştirilen katliamlara uluslararası toplum nasıl sessiz kalabiliyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde Türkiye'nin öncü rolünü takdirle karşılıyoruz. Cesur ve ilkeli tutumundan dolayı kendisini kutluyoruz. Öte yandan İsrail'in halkımıza, topraklarımıza ve kutsal mekanımıza karşı işlediği suçları reddeden ve kınayan Türkiye'nin tüm siyasi partilerini ve sivil toplum kuruluşlarını tutumlarından dolayı kutluyorum. Yine samimi duyguları ve asil duruşu ile Filistin halkını ve haklı davasını destekleyen kardeş Türk halkına teşekkür ediyorum.
'FİLİSTİN DAVASI TÜRKİYE'DE BİR ANA MESELESİ HALİNE GELMİŞTİR'
Halkımız Filistin ve Kudüs için şehit olan Türk halkını unutması mümkün değildir. Özel olarak da Türkiye'nin İsrail'in Gazze'deki soykırımı karşısında Güney Afrika tarafından Uluslararası Adalet Divanı'na dahil olma kararını da kutluyorum. İsrail ile ticareti durdurması, 10 milyar dolarlık ticareti Türkiye Filistin halkına destek için durdurdu. Filistin davası Türkiye'de bir ana mesele haline gelmiştir. Bu Türk halkının ve Türk halkının ahlakının ve politikasının bir göstergesidir.
'NE YAPARLARSA YAPSINLAR BU ASLA GERÇEKLEMEYECEK'
İsrail'in Gazze, Batı Şeria ve Kudüs'te yürüttüğü soykırımın asıl amacı vatan topraklarımızdan Filistin varlığını söküp atmak ve Filistinlileri bir kez daha tehir ettirmektir. 1948'de ve 1967'de olduğu gibi aynı trajediyi tekrar yaşatmak istiyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar bu asla gerçekleşmeyecektir. Halkımız toprağına, kutsallarına, vatanına bağlıdır ve ne pahasına olursa olsun oradaki gaspçıları, işgalcileri oradan defedecektir.
'GAZZE, FİLİSTİN DEVLETİ'NİN AYRILMAZ BİR PARÇASIDIR'
7 Ekim'den bugüne 40 bin Filistinli kadın, çocuk şehit edildi. On bin kayıp var, 80 bin yaralı var. Batı Şeria'da da 10 bin şehit var. Ancak buna rağmen bizler dik durmaya devam edeceğiz ve topraklarımızdan ayrılmayacağız. Bu bağlamda Mısır ve Ürdün'ün tutumlarını takdirle karşılıyoruz. Bu tutumlar bizimle tamamen örtüşmektedir ve tüm platformlarda destekliyoruz. Geçmişte de söyledik yarın da söylemeye devam edeceğiz. Gazze, Filistin Devleti'nin ayrılmaz bir parçasıdır. Gazze'de bir başka devlet kurulamaz ve Gazze'siz bir Filistin devleti de olamaz. Halkımız teslim olmayacaktır. Bizler Gazze'yi tekrar imarını gerçekleştireceğiz. Şu an yüzde 70'inden fazlası yıkılsa da yapacağız.
'100 YILI AŞKIN DİRENİŞ'
Gelecekte başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin devletimizi inşa etmek için yapacağız. Bu ne pahasına olursa olsun. Ne kadar çok bedel ödersek ödeyelim bunu yapacağız. Ancak katiller ve savaş suçlularına gelince işledikleri suçlardan dolayı kurtulamayacaklar. Bu işledikleri suçlar da zaman aşımı ile düşmez. Bunlar şüphesiz hesaba çekileceklerdir. Bizler burada uluslararası kuruluşlarla işbirliğine devam edeceğiz. Halkımız 100 yılı aşkın devam eden destansı direnişi ile Filistin'i savunmakla kalmıyor aynı zamanda tüm bölgeye egemen olmak isteyen yayılmacı ve sömürgeci siyonist harekete karşı Arapları ve İslam ümmetini savunmak adına ön saflarda yer almaktadır. Onlara müsaade etmeyeceğiz.
'OSMANLILAR DA BUNU SÖYLÜYORDU'
Hepimiz çok iyi biliyoruz ki Kudüs bizde de olduğu gibi sizlerin de kalbinde tarih boyunca özel bir yere sahiptir. Kudüs-ü Şerif konusunda hiçbir şekilde ödün vermemiz mümkün değildir. Osmanlılar da bunu söylüyordu bugüne kadar da devam ediyorsunuz söylüyorsunuz. Evet Kudüs'ün kalplerinizdeki konumunu ve Türk halkının kalbindeki konumunu biliyoruz. Aynı şekilde ve yüz milyonlarca insanın da kalbinde Kudüs-ü Şerif aynı konuma sahiptir. Peygamber efendimizin İsra gecesini yaşadığı tacın mücevheridir. Hazreti İsa'nın doğup göğe yükseldiği yerdir. Sizin ve bizim için kırmızı çizgimizdir. Filistin toprağının bir zerresi ve bir taşını gözden çıkaran ne bizdendir ne de sizdendir. Burası bizlere dinin ve tarihin emanetidir.
'BARIŞ VE GÜVENLİĞE GİDEN YOL FİLİSTİN2DEN BAŞLAR VE FİLİSTİN İLE BİTER'
Vereceğimiz bedel ne olursa olsun ne kadar komplo yaparlarsa yapsınlar yani kutsal yerlerin tarihi yapısını değiştirmeye yönelik ne yaparlarsa yapsınlar ki, en sonuncusu iki yıl iki gün önce oldu biliyorsunuz işgal hükümeti kalkıp Mescid-i Aksa'ya girdiler. Orası bizim camimizdir. Oranın kiliseleri bizim kiliselerimizdir. Herkes bunu duysun işitsin Gazze Şeridi Batı Şeria ve Doğu Kudüs bağımsız Filistin devletini oluşturan tek bir meşru hükümet tarafından yönetilen coğrafi bütünün adıdır. Yani uluslararası meşruiyet tarafından belirlenen tek bir meşru hükümetin yönettiği Filistin topraklarıdır. Bu gerçekleşmezse hiçbir şekilde istikrar sükunet kalkınma yapılmaz. Maalesef bu olmazsa olmaz. Ya bize hakkımızı verirsiniz ya da sizler özgürsünüz. Eğer bu yapılmazsa işte bu şiddet sarmalı devam edecektir. Barış ve güvenliğe giden yol Filistin'den başlar ve Filistin'le biter. Bu bağlamda İsrail'in barbar saldırısına karşı mücadelemiz tüm dünya kıtalarında adaletsizliğe karşı duran insanları da harekete geçirmiştir. İnsanlar yüksek sesle İsrail'i ve yıkım güçlerini kınamaktadırlar. Orada işledikleri soykırımları da kınamaktadırlar.
Burada metnin dışına çıkarak net bir şey söylemek istiyorum; Bugün Amerika'daki Yahudilerin yaklaşık yüzde 40'ı İsrail'i suçlu görmektedir. Şu an 10 bin kadar kadın ve erkek tutsak İsrail cezaevlerinde bulunmaktadır.
'TÜRKİYE'YE TEŞEKKÜR EDİYORUM'
Bizler ülkemizin birliği için samimi bir şekilde çalışmaya devam edeceğiz. Kendi aramızda ulusal uzlaşı konusunda görüşmelerimiz devam ediyor ve ulusal uzlaşıyı ne kadar hızlı bir şekilde tesis edersek zafere de o kadar hızlı bir şekilde ulaşabiliriz. Bildiğimiz üzere pusuda bekleyen ve hepimizi hedef alan bu düşmana karşı zafere ulaşmanın en kısa yolu gördüğümüz ulusal birliğimizdir. Türkiye'ye sunmuş olduğu insani yardımlardan dolayı teşekkür ediyorum. Gazze Şeridi'ne on binlerce ton insani yardım gönderdi. Türk kardeşlerimiz her alanda siyasi, diplomatik, parlamento ve hukuki alanlarda varlık göstererek bizim yanımızda yer aldılar. Filistin halkının haklarını savundular. Filistin öyküsünü anlattılar ve dezenformasyona karşı durdular. Her türlü tahrifata karşı da mücadele ettiler. Özellikle de Netanyahu'nun Amerika Kongresi'nde yaptığı gibi bu yalanı ne ilk olmuştur ne de son olacaktır. Sizlere çok teşekkür ediyorum. Aynı şekilde ve vicdan sahibi tüm dostlarımıza teşekkür ediyorum.
'GAZZE'NİN ÜÇTE İKİSİNDEN FAZLASININ ALTYAPISI TAMAMIYLA YIKILMIŞTIR'
İsrail hükümetinin yalanlarına aklı başında olan hiç kimse inanmaz. BM örgütlerine, uluslararası mahkemelere ve Filistin'in haklı mücadelesine destek veren göstericilere yönelik saldırılar, sivillerin öldürülmesi, altyapının tahrip edilmesi ve Gazze'deki halkımızın açlığa mahkum edilmesi edilmesi bu yalanlara cevap veren gerçeklerdir. Zaten bunu bu şekilde de ifşa ettiler, ifade ettiler. BM'nin ilgili kuruluşları ve uluslararası Adalet Divanı'nın kararı son olarak İsrail'i suçlu bulmuştur. Öte yandan Gazze'nin üçte ikisinden fazlasının altyapısı tamamıyla yıkılmıştır. Okul yok, cami yok, kiliseler yok, cadde yok, hepsi yıkılmış vaziyette. Yine Filistin halkı tamamıyla oralarda evsiz yurtsuz bırakılmıştır. Ama buna rağmen Amerika Birleşik Devletleri veto hakkını kullanmıştır. Tam üç kez İsrail'in düşmanca saldırısına bütün dünyanın dur dediği bir zamanda ABD, Güvenlik Konseyi'nden gelip rahat bir şekilde veto hakkını kullanabiliyor. Bakın karşılığında 14 ülkede savaş dursun diyor. İşte maalesef Amerika felaketi devam ediyor. İşgal devleti Gazze'yi Batı Şeria ve Kudüs'ten ayrı tutarak burayı Filistin'den Filistin Kurtuluş Örgütü'nden uzaklaştırmaya çalışıyor. Biz her zaman diyoruz ki, Filistin devleti Batı Şeria'dan da Kudüs'ten de ve Gazze'den de sorumludur ve Kudüs-ü Şerif onun ebedi başkentidir.
'TOPRAKLARIMIZI PARÇALAYAN HİÇBİR ÇÖZÜME EYVALLAH DEMİYORUZ'
Bakın 80 tane karar var aslında baktığımızda şimdiye kadar alınan ama maalesef ABD'nin tutumu dolayısıyla bir tanesi daha uygulanamadı. Burada bir şeyi vurgulamak isterim, güvenlik ve askeri yöntemler hiçbir sonuç getirmeyecektir. Siyasi çözümler adalet ve uluslararası hukuka dayalı yöntemler ve Filistin'in meşru hakkına dayalı yöntemler barışı getirebilir.
İsrail'in kısmi çözümlere yönelmesi doğru değildir. Gazze tümüyle bizimdir. Batı Şeria ve Kudüs gibi onlar da bizimdir. Biz topraklarımızı bir karış dahi olsa parçalayan çözüme eyvallah demiyoruz.
Bizler gece gündüz Filistin devletinin daha fazla tanınması için çalışıyoruz. Şimdiye kadar 147 devlet Filistin'i tanıdı. Yani biz 147 devletle beraberiz. Herkese şu mesajı vermek istiyoruz; Benim hayatım, bizim hayatımız Gazze'deki ufak bir çocuğun hayatından daha değerli değildir.
'YA ZAFER, YA ŞEHADET'
Bundan dolayı burada sizlerin huzurunuzda bir şeyi duyurmak istiyorum; Önümüzde bir çözüm kalmadı. Ben, Filistin liderliğindeki kardeşlerimle Gazze'ye gitme kararı aldık, bunu yaparız. Bütün gücümle bunu gerçekleştireceğim. Bunun bedeli hayatımız da olsa benim hayatım Gazze'deki bir çocuğun hayatından daha değerli değildir.
Bizler İslam'ın hükmünü uyguluyoruz: Ya zafer ya şehadet... Burada bu makamda uluslararası bir platformda konuşuyorum. Bütün Arap ve İslam liderlerini, BM yetkililerini bu insani görevi birlikte yerine getirmeye çağırıyorum. Amaç barış işe bunu yapalım diyoruz. Güvenlik kuruluna da çağrıda bulunuyorum; uygulanmayan 80 kararı veren kurula sesleniyorum: Bizler Gazze'den sonra Kudüs-ü Şerif'e yöneleceğimizi söylemek istiyorum. Ebedi başkentimize gideceğim.
'ABD, GÖZLEMCİ ÜYE OLMAMIZI ENGELLEMEYE ÇALIŞTI'
Bizler, gece gündüz Filistin'in daha fazla tanınması için çalışıyoruz. 149 devlet bizi tanıdı. Onları ise 50 devlet tanıdı. Biz bunu devam ettireceğiz. En sonuncusu Ermenistan'dı. Bu tür tanımaların devam etmesi için çalışmaya devam edeceğiz. BM'de tam üyeliği elde etmek istiyoruz. 14 milyon nüfusa sahibiz biz. 2012 yılında bizler gözlemci üye sıfatını Genel Kurul'da çıkarmayı başardık. O sırada bile ABD, bunu gerçekleştirmemek için elinden geleni yapmıştı ama başarısız olmuştu. Bizler 120'den fazla anlaşmaya taraf olmayı başardık. Diğerlerine de katılacağız, bu bizim hakkımız.
Bizler barışçıl halk hareketinden geliyoruz. İşgal bitene kadar yolumuza devam edeceğiz. Uluslararası Divan'a gitmek için 2 yıl çalıştık ve Genel Kurul'un kararını elde edebildik. Bu karar ile İsrail'in Filisin halkının hakkını ihlal etmesi, işgali, Kudüs'ün kimliğinin değiştirilmesi, ırkçılık ve İsrail'in diğer uygulamaları, suçlarının hukuki karşılığı soruldu.
15 yargıçlı bir mahkeme... Bu mahkeme İsrail'den 8 maddelik tavsiyeyi yerine getirmesini istemiştir. Farklı platformlarda çalışmaya devam etmeliyiz. Artık dünya adaletin, zulmün ne anlama geldiğini anlıyor. İnşallah bizler ABD'yi, Filistin'i tanımaya mecbur bırakana kadar devam edeceğiz.
'YAŞASIN FİLİSTİN-TÜRKİYE KARDEŞLİĞİ, TEŞEKKÜRLER TÜRKİYE'
Bağımsızlık ve özgürlüğümüzü er ya da geç gerçekleştireceğiz. Ne olursa olsun işgal sona erecektir, Filistin özgür kalacaktır. Ebediyet masum şehitlerimizindir. Hep birlikte hürriyete, büyük Kudüs'e doğru. Yaşasın Filistin Türkiye kardeşliği. teşekkürler Türkiye teşekkürler kardeş halkı teşekkürler sayın cumhurbaşkanı. Sayın Erdoğan bizlere destek verdiğiniz için sizlere teşekkür ediyorum. Allah'ın selamı üzerinize olsun.