Kendisinin herhangi bir sivil toplum kuruluşuna üye olmadığını ve saldırıyı gerçekleştirmek için herhangi bir terör örgütünden talimat almadığını iddia eden C.R.F., "Bahse konu işlemi bizzat kendi isteğimle gerçekleştirdim. Atatürk Heykeli'ni yıktıktan sonra başka bir eylem düşüncem yoktu. Ben Atatürk Heykeli'nin ve anıtının bulunmasını protesto ediyorum. B.F.'nin Atatürk Anıtı'na gideceğimizden haberi yoktu. Ben Atatürk'ü sevmediğimi ve heykellerine tahammül edemediğimi genel olarak söylüyorum. Araçla anıta gittim. Ben araçtan inip ipi araca bağladım ve B.F.'den de anıta çıkmak için yardım istedim. B.F. kenarda beklerken ben araca bindim. Araç hareket edince ip koptu. B. İle araca bindik ve olay yerinden kaçtık" dedi.
Kendisinin Atatürk'e saygı duyduğunu ileri süren B.F. ise "Atatürk'e ve onun büstüne karşı herhangi bir karşı görüşüm bulunmamaktadır. Bu eylemi gerçekleştirmek için kimseden talimat almadım. Olay günü ben alkol aldıktan sonra C.R F. ile buluştuk, 'gönlümü rahatlatacağım' diyerek iş yerinin önündeki çelik halat ve urgan ipleri araca koydu. Atatürk Anıtı’nın yanına geldiğimde birlikte araçtan indik. Anıta çıkmak istedi, çıkamadı. Benden yardım istedi. Ben de ellerimi birleştirerek anıtta çıkmasına yardım ettim. Çelik ip ve halatı anıtın üzerinden geçirip araca bindi. Aracı çalıştırıp hareket etti ancak halat koptu. Olay yerinden ayrıldık" şeklinde konuştu.
Nöbetçi mahkemeye ifade veren C.R.F. ve B.F. "Atatürk'ü temsil eden heykel, büst ve abideleri veya kabrini kırma veya bozma" suçlarından tutuklanarak Samsun T Tipi Kapalı Cezaevine gönderildi.